Aradığınız kelime sarı renk ile işaretlenir.
Yazı boyutu     
 
Kalb katılaştığı zaman

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Şu beş şey, katılaşan kalbe ilaç olur:
1- Salihlerle beraber olmak.
2- Kur’an-ı kerim okumak.
3- Helalden az yemekle yetinmek; çünkü helal yemek, kalbi aydınlatır.
4- Kâfir ve günahkârlar için hazırlanan acı azabı düşünmek.
5- Kendisini Allahü teâlâya kulluk vazifesini yapmakta aciz ve noksan görmek; bununla beraber, Allahü teâlânın lütuf ve ihsanını düşünmektir. Bu, tefekkür olup, bundan hayâ meydana gelir.

Şu üç şeyi düşünmek de, tefekkür olur:
1- Allahü teâlânın senin içini dışını bildiğini, her an seni gördüğünü düşünmek.
2- Dünya hayatını, dünya hayatının meşguliyetlerinin çokluğunu, dünya hayatının çok çabuk geçtiğini, ahiretin ve nimetlerin devamlı olduğunu hatırdan çıkarmamak. İşte tefekkür, dünyaya düşkün olmayıp, ahirete rağbet etmek gibi meyveler verir.
3- Ölümü düşünmek ve fırsatı kaçırdıktan sonra pişmanlığın fayda vermeyeceğini bilmek. Böyle tefekkürün meyvesi; uzun emel sahibi olmamak, amellerini düzeltmek, ahirete hazırlık yapmaktır.

Dille yalan söylememeli, gözle harama bakmamalı, kalble Müslüman kardeşimize haset etmemeli, kin tutmamalı ve iyi şeyler arzu etmelidir. Böyle yapmayan, sonunda bedbaht olur.

İyilik edene kötülük edilir mi hiç? Bu, bizi yaratan ve sonsuz ihsanlarda bulunan Allahü teâlâya, nankörlük etmek olur. İyilik edene kötülük eden, kötülük edene nasıl iyilik edebilir ki?

Tamahkâr, aç gözlü insan, tamah zincirine bağlanmış ölüye benzer. Kalbdeki tamah, kalbi mühürler, mühürlü kalb de ölüdür. Mümin tamahkâr olmaz; nefsinin şehvet ve arzularına uymaz.

En faydalı korku, günah işlemeye engel olan, elden kaçırdığı fırsatlar için çok üzülmeye sebep olan ve geriye kalan ömür için de, devamlı olarak düşündüren korkudur. En faydalı ümit de, amel etmeyi kolaylaştırandır.

Ümit üçe ayrılır:
1- İyi amel yapıp kabul edilmesini bekleyenin ümidi.
2- Kötü iş yaptıktan sonra tevbe ederek affedilmesini bekleyenin ümidi.
3- Devamlı günah işleyip de, kendisini Allahü teâlânın affedeceğini zannedenin ümidi. Bu ümit, makbul değildir.

Amelde ihlâs, amelin kendisinden daha zordur. Kul kendisiyle Allahü teâlâ arasındaki hususlarda, tam olarak sıdk, doğruluk üzere bulununca, Allahü teâlâ onu gayb hazinelerine vâkıf kılar.

Allahü teâlâ kalbleri kendini anmak için yarattığı halde, insanlar onları şehvet, istek ve arzuyla doldurmuştur. Kalblerden şehvetin izini silecek şey, yalnız, Allahü teâlânın korku ve sevgisidir.
 
Geri dön
 
 
Dini Konularda Ara:


detay.asp?Aid=4787
detay.asp?Aid=4787
İhlas Vakfı
Dünya İçin Paylaşma Vakti
Online Bağış Yapmak İçin
Güncelleme Tarihi
26 Nisan 2024 Cuma
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
AnaSayfam Yap   |    Favorilere Ekle   |    RSS
Ziyaretçi Sayısı

Hosted by İhlas Net