Aradığınız kelime sarı renk ile işaretlenir.
Yazı boyutu     
 
Dert ve beladan zevk alanlar

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Büyüklerin başına gelen felaketler, sıkıntılar onları zerre kadar üzmez ve sarsmaz. Mesela bir tüccar olan Şeyh Ahmed-i Yekdest hazretleri, bir gün Hindistan’a ticarete giderken çoluk çocuğunun veba hastalığından vefat ettiklerini haber alır. Daha sonra, yolda eşkıya kafileyi basıp, mallarını alıp sol elini bileğinden keserler. Kendisine (Yekdest=tek elli) denmesinin sebebi budur. O ise zerre kadar üzülmez ve zikreder. Kafiledekiler, (Herkes perişan, senin üstelik çocukların da öldü, elini de kestiler, sen nasıl böyle olabiliyorsun?) dediklerinde buyurur ki:
(Cenab-ı Hak, Levh-il-mahfuzda ne yazdıysa o oluyor, kaderde ne yazmışsa, bugün kaza olarak o meydana geliyor. Ben Cenab-ı Hakk’ın kader ve kazasına mı bir şey söyleyeyim? Ben Ona teslimim, size ve nefsime bağlı değilim.)

Seyyid Abdullah-ı Dehlevî hazretleri o kadar hastaydı ki, kaşıntı, basur, alerji, zafiyet, bronşit gibi birçok hastalıkları vardı. Hatta iki kolundan tutarak namaza kaldırırlardı. Fakat kapısı hastane gibiydi. Önüne gelene okuyor, dua ediyor, gelenler şifa bulup gidiyordu. (Efendim, bu kadar sıkıntı çekiyorsunuz, bir defa da kendinize okusanız, dua etseniz ne olur?) dediler. (Şikâyeti olanlara okuyorum, ben şikâyetçi değilim ki kendime okuyayım) buyurdu.

O büyükler, her inlemede, her sıkıntıda, Cenab-ı Hakk’a daha çok yaklaştıklarını görüyorlar. İnsan, Allahü teâlâya giden yolu tıkar mı? Bizler hep şikâyetçi olduğumuzdan bu yolu tıkıyoruz. Onlar ise dert ve beladan, nimetlere kıyasla daha çok zevk alıyorlar. Mesela, İmam-ı Hüseyin’in kalb gözü elbette açıktı, Levh-il-mahfuzu, kaza kaderi okuyordu. Kerbela’da o sıkıntılar başına geldiği zaman, ne baba, ne dede dedi. Eğer yalnız Hazret-i Ali’yi çağırsaydı veya (Dedeciğim yetiş!) deseydi, yerle gök birleşirdi. Ama hiçbirini çağırmadı. Bunun birinci sebebi, Levh-il-mahfuzda bütün olacakları görüyordu. Dolayısıyla Allahü teâlâya karşı edepsizlik etmek istemedi. İkincisi hiçbir savaşa iştirak etmemişti, şehitlik derecesine kavuşmak istedi. Allahü teâlâya kavuşmak aşkı içindeydi. Bazıları, (Peygamber, torununu kurtarmak için niye himmet etmedi?) diyorlar. Himmet, ancak istenirse gelir. Hazret-i Hüseyin ise istemedi. (Yetiş ya dedeciğim!) deseydi her şey bitmişti.
 
Geri dön
 
 
Dini Konularda Ara:


detay.asp?Aid=4787
detay.asp?Aid=4787
İhlas Vakfı
Dünya İçin Paylaşma Vakti
Online Bağış Yapmak İçin
Güncelleme Tarihi
19 Nisan 2024 Cuma
Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır.
Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan,
herkes istediği gibi alıp istifade edebilir.
AnaSayfam Yap   |    Favorilere Ekle   |    RSS
Ziyaretçi Sayısı

Hosted by İhlas Net